Cehalet Tercihtir

Bazıları gözlerini kapatır. Duymamayı, görmemeyi, bilmemeyi seçer. Çünkü bilirler: Bir kez açıldı mı o gözler, bir daha hiçbir şey eskisi gibi kalmaz. Kalp ağırlaşır, omuzlar çöker. Bilgi, yalnızca bir ışık değil; yakıcı bir ateştir. Yanmazsan, bilemezsin. Bilirsen, artık huzurdan söz edemezsin.


İnsan, öğrendiği an değişir. Ve bazen bu değişim, insan için yıkımdır. Hakikate yaklaştıkça dünya daralır, nefes zorlaşır. Bir çocuk açlıktan ölürken tok kalamazsın. Lüks bir sofrada yemek yerken, boğazında Afrika'nın kurak topraklarının tadı kalır. Filistin’de yankılanan çığlıklar, bir kez kulaklara ulaştı mı, artık devletinin suskunluğunu mazur göremezsin.

İnsan bazen yalnızca görmekle bile suç ortağı olur.

Cehalet, bir eksiklik değil artık bir tercihtir. Ve bu tercih, insan olmaktan kaçışın en kestirme yoludur. Çünkü bilmek, sadece öğrenmek değildir. Taşımaktır. Sürüklenmektir. Katlanmaktır. Artık kendi acılarınla sınırlı değilsindir. Tanımadığın çocukların gözyaşları uykunu böler, bilmediğin dillerdeki ağıtlar ciğerine saplanır. Attığın her adımın yankısı bir başkasının hayatında duyulur.

Ve o zaman anlarsın: Huzur, bir ayrıcalıktır. Bilgiyle beraber gelen vicdan, bu ayrıcalığı sana haram eder.

Dünya, cahillerin bahçesidir. Onlar çiçeklerin adını bilmez ama kokularından mest olurlar. Gölgelerdeki kıyımı görmez, gün ışığında dans ederler. Ne eksilirler ne sorgularlar. Ama bilen… bilen için dünya bir yangındır. Her neşe kısa ömürlü, her tebessüm yaralıdır. Çünkü bilmek, sürekli bir çöküş hâlidir: Bir şeyin farkına vardığın her an, bir şeyin masumiyetini kaybedersin.

Nietzsche, “Gerçeği bilenlerin trajedisi, artık kendilerini kandıramamalarıdır” der. Kandırmazsın. Ne kendini ne başkasını. Yalanın rahatına, suskunluğun konforuna el süremezsin. İnsan kalmak istiyorsan, mutluluktan vazgeçmen gerekir. Çünkü gerçek bilinç, mutluluğu reddeden bir çığlıktır.

Bilmek bir lanettir, evet. Ama aynı zamanda onurun ta kendisidir.
Ve bu dünyada gerçekten uyanık kalabilen herkesin gözleri biraz kanlı, omuzları biraz çökmüş, ama kalpleri dimdik olmak zorundadır.

Çünkü insan olmak, dert sahibi olmaktır.
Çünkü bilmek, insanı yakar, ama ancak yanarak aydınlanır dünya