Kürt Siyasetinin Bastırılması, PKK’nın Yükselişi ve Aydınlığın Gölgeye Yenilmesi 12 Eylül sabahı Türkiye uyandığında, sokaklarda tanklar, gökyüzünde kurşuni bir sessizlik vardı. Ama en derin sessizlik, Kürt coğrafyasına çöktü. O sabah, sadece silahlar patlamadı; söz susturuldu, fikir bastırıldı, halkın iradesi zindana atıldı. Ve o sessizlikten bir karanlık büyüdü: Tekçi bir hareket, silahlı ve lider kültüne dayalı bir yapıyla, Kürt halkının bütün çoğulcu damarlarını boğarak kendine alan açtı. 12 Eylül Öncesi: Söz Vardı, Düşünce Vardı O…
Sevgili eski dostum, iç sesim, Sana ne zamandır yazmak istiyordum ama nereden başlayacağımı bilemiyordum. Belki de seni duymayalı o kadar uzun zaman oldu ki, ne zaman sustuğunu bile fark edemedim. Bir sabah kalktım ve sen yoktun. Artık kararlarımı seninle paylaşmıyor, düşüncelerimi seninle tartmıyor, umutlarımı seninle yeşertmiyordum. Senin yerini, sana benzeyen ama senden çok farklı biri aldı. Sesi senin sesine benziyor ama söyledikleri bambaşka… Sanki senin gölgen konuşuyor artık. Karanlık, soğuk, bağıran, çağıran, her şeyi söyleyen ama hi…
Kendime dışarıdan bakmayı öğrendiğimde, ilk fark ettiğim şey bir çöküntüydü. Ne zaman ki kendimi gözlemlemeye başladım, sevilecek bir yan bulamadım. Kendimi bir böcek gibi gördüm, bastığım her yerde bir hata bırakan, yaşadığı her anla birilerine yük olan, sadece varlığıyla dahi fazlalık hissi yaratan bir varlık... Beni bana gösteren aynalar ya kırılmıştı ya da baştan beri çarpıktı. Belki de en büyük cezam buydu: Kendimi yalnızca nefretin süzgecinden geçerek görebilmek. Üç kez o nihai sessizliğe yürümek istedim. Tanrı’ya inanan biri olarak, int…